5 Eylül 2012 Çarşamba

Mimarlık

                                                                 
Mimarlık ... 
Bu kelimeye, aslında hiç de yabancı değiliz hiçbirimiz. Fakat benim kendisiyle aslen tanışmam üniversite tercihlerimde oldu. İşte o zaman Mimarlık nedir? Mimar aslında kimdir? Mimarlık hangi branşlarla ilişkilidir?  gibi sorulara cevap bulma gayreti içerisinde buldum kendimi. Neden mimarlıktı istediğim, beni çeken neydi ? Gerçekten mimarlığın ne anlama geldiğini biliyor muydum?  İşte bu soruları kendime sorduğum zamanlarda, gerçekten doğru bir tercih yapma telaşında karşılaştık kendisiyle. O zamanlar İçliDışlı olduk: :)

Hatırlıyorum da mimarlığın en çok beni çeken tarafı birçok sanat ve bilim dalıyla İçliDışlı olmasıydı. İçimdeki her şeyi bilme arzusunun cevabıydı sanki mimarlık.Bbilim,sanat, doğa, sosyal faktörler vs. kısaca yaşamın içindeki her şey mimarlıkla bağdaşıyordu. Onunla bir olunca sanki  hayatın içerisindeki her şeyle bir oluyordum. Mimarlıkta aradığımı bulmuştum. Bu, benim mesleğimdi...

Zaman ,karar anı... 

Ve istediğim oldu. Uludağ Mimarlık Fakültesinde mimarlık ömrümün başlangıcını yaptım. Mimarlık Ömrü diye bi tabir kullandım. Evet, hayatımın geri kalanını gerçekten mimarlık ömrü olarak tanımlamak en doğrusu. Aldığımız eğitimler neticesinde, ömrümüzün her anı mesleğimizle ilgili düşüncelerle dolup taşıyor. Öyleki;  bize öğretilen Vitruvius'un o 3 ilkesi ' Utilitas, Firmitas, Venustas (kullanışlılık, sağlamlık, güzellik)' kanımıza işlenmiş halde :O Giydiğimiz kıyafetten ,gördüğümüz bardağın  biçimine, duruşuna, estetik kaygısı taşıyıp taşımadığına kadar düşünürken buluyoruz kendimizi :) Mimarlığı, aldığımız eğitimle beraber  her nefesimizle birlikte yaşıyoruz. Gerçekten bunu hissediyoruz.

Zaman, mimar olma zamanı...

Ve okuldaki (!) eğitim öğretim zamanımız bitmiştir. Dersler alınmış,maketler yapılmış, uykusuz geçen proje dönemleri  tamamlanmıştır. Acı tatlı hatıralarla, ufak sıyrıklarla -ki ufak sıyrıklarla atlattıysanız şanslısınız demektir :)- zaman dolmuştur. Vakit mimar olma vaktidir. İşte işin en zor ama en tatlı anı gelmiştir. Mezun olmanın verdiği sevinç, okuldan ayrılmanın verdiği hüzünle karışmıştır. Yeni bir hayat bizi  beklemektedir.Okuldan ayrılırken attığımız son adımın, yeni hayatımızın ilk adımı olduğunu o anda anlarız. O his...


Ve bundan sonrasında zaman  aslında tüm mimarlar için aynı işlemekte. İçliDışlı Mimarlığımız başlamakta;) Yaşam tasarımımız,yorumumuz,şüpheci yaklaşımımız, her şeyi sorgulama eğilimimiz, içimizdeki   'Acaba' lar bitmemekte.

Herkese içerisindeki acabaları çözmekte başarılar diliyorum ve diyorum ki :

'Mimarlara iyi davranın, onlara çok yükleniyorlar :P '


ilk adım

bugün mimarlık bloğumun ilk aşamasındayım bakalım nasıl bişey olacak benimle kalın:)